MART AYI ÖNEMLİ HUKUKİ GELİŞMELER

  • Mart ayı kira artış oranı %53,83 (tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalaması) olmuştur.
  • İş Yerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi ile İlgili 2025/3 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi yayımlanmıştır.
  • İş yerlerinde psikolojik tacizle mücadeleye yönelik ülke çapında politikaların belirlenmesine katkı sağlamak, eğitim ve bilgilendirme faaliyetlerini koordine etmek, araştırma ve inceleme yapmak veya yaptırmak, rapor, rehber ve bilgilendirme dokümanları hazırlamak, kamuoyunu bilgilendirme çalışmalarını yürütmek amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde kurulan Psikolojik Tacizle Mücadele Kurulu (Kurul) yeniden teşkil ettirilmiştir.
  • İşveren, yönetici ve tüm çalışanlar, psikolojik taciz olarak değerlendirilebilecek, temel hak ve özgürlüklerin ihlali anlamına gelen her türlü eylem ve davranıştan kaçınacaklardır.
  • İş yerlerinde psikolojik tacizle mücadele öncelikle işveren ve yöneticilerin sorumluluğundadır. İşveren ve yöneticiler, iş yerlerinde psikolojik taciz olarak değerlendirilebilecek veya buna bağlı olarak ortaya çıkabilecek her türlü riski gözetecek, önleyici ve koruyucu politikalar geliştireceklerdir.
  • İş yerlerinde psikolojik tacize yönelik farkındalığın artırılması amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından eğitim ve bilgilendirme faaliyetleri düzenlenecek ve yaygınlaştırılacaktır. Eğitim programlarında psikolojik taciz konusuna yer verilecek, tüm çalışanlara çalışma hakları ile başvuru mekanizmaları hakkında gerekli bilgilendirme yapılacaktır.
  • İş yerlerinde psikolojik taciz iddialarının araştırılması ve soruşturulmasında gizliliğe ve kişilerin özel hayatlarının korunmasına özen gösterilecek, ayrıca gerçeğe aykırı psikolojik taciz iddialarıyla kurum ve kuruluşların itibar ve saygınlıklarına zarar verilmemesi için azami dikkat ve hassasiyet gösterilecektir. Süreç ivedilikle yürütülecektir.
  • Toplu iş sözleşmelerinde psikolojik tacizle ilgili önleyici ve koruyucu hükümler bulunmasına özen gösterilecektir.
  • ALO 170 hattında görevli psikologlar aracılığıyla, psikolojik tacize maruz kalan çalışanlara bilgilendirme yapılmasına, yardım ve destek sağlanmasına titizlikle devam edilecektir.
  • TC Merkez Bankası tarafından 08.03.2025 tarihli Resmi Gazete ile vadesine en çok 3 ay kalan senetler karşılığında yapılacak reeskont işlemlerinde uygulanacak iskonto faiz oranı yıllık yüzde 43,25, avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranı ise yıllık yüzde 44,25 olarak belirlenmiştir.
  • 22.02.2013 tarihli, 2013/11 sayılı ve Sigortalılık İşlemleri konulu genelgede yapılan değişiklik ile işçinin iş akdi sona erdiğinde, SGK çıkış kodlarından ihbar ve kıdem tazminatı alınması mümkün olmayan bir kodla çıkış yapılmış olursa, ancak daha sonraki süreçte taraflar arasında arabuluculuk müzakereleri sonucunda işçiye kıdem ve ya ihbar tazminatı ödenmesine yönelik anlaşmaya varılması halinde çıkış kodu, arabuluculuk anlaşma belgesine uygun olacak şekilde SGK çıkış kodu güncellemesi yapılacaktır.  Aynı zamanda diğer şartları varsa işçiye işsizlik maaşı ödemesi yapılacaktır.
  • 14.03.2025 tarihli Resmi Gazete’de ile mükelleflerin iade hakkı doğuran işlemlerine ilişkin KDV iade talebinde bulunabilecekleri asgari tutar 2 bin liradan 10 bin liraya çıkarılmıştır. Düzenleme, nisan ayından itibaren yapılan işlemlere uygulanacaktır.
  • 14.03.2025 tarihli Resmi Gazete’de Akıllı Hız Destek Sistemi, Sürücü Dalgınlık Ve Dikkat Uyarı Sistemi, Olay Veri Kaydedicisi, Alkol Kilidi Kurulum Ön Hazırlığı Ve Gelişmiş Sürücü Dikkat Dağınıklığı Uyarı Sisteminin Tip Onayına İlişkin İdari Şartlar Hakkında Yönetmelik yayımlanmıştır.  Yönetmelik ile akıllı hız destek sistemi, sürücü dalgınlık ve dikkat uyarı sistemi, olay veri kaydedicisi, alkol kilidi kurulum ön hazırlığı ve gelişmiş sürücü dikkat dağınıklığı uyarı sistemine ilişkin idari şartlar hakkında usul ve esaslar belirlenmiştir. yeni düzenlemeyle gelen güvenlik sistemleri:
  • Akıllı Hız Destek Sistemi: Sürücülere yol koşullarına uygun hız limitlerini korumaları için bildirimler sağlıyor. Hem binek hem de ticari araçlarda zorunlu hale getirildi.
  • Sürücü Dalgınlık ve Dikkat Uyarı Sistemi: Sürücünün uyanıklık durumunu değerlendirerek, gerektiğinde uyarılar veriyor. Bu sistem de tüm araç kategorilerinde zorunlu olacak.
  • Gelişmiş Sürücü Dikkat Dağınıklığı Uyarı Sistemi: Sürücünün dikkat dağınıklığını tespit ederek güvenli sürüşü destekliyor. Bu sistem de binek ve ticari araçlarda kullanılacak.
  • Olay Veri Kaydedicisi: Kazaların hemen öncesi ve sonrasına dair kritik bilgileri kaydediyor. Binek araçlarda hemen zorunlu hale gelirken, ağır hizmet araçlarında 2029’da zorunlu olacak.
  • Alkol Kilidi Kurulum Ön Hazırlığı: Araçlara satış sonrası alkol kilidi takılabilmesi için standart bir ara yüz oluşturulması zorunlu hale getirildi.
  • 7545 sayılı Siber Güvenlik Kanunu, 19/3/2025 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun ile,

– Siber Güvenlik Başkanlığı, geniş yetkilerle donatılmış olup Başkanlık, siber olaylara müdahale ekipleri (SOME) kuracak, siber güvenlik denetimleri yapacak ve kritik altyapılarda kullanılan sistemlerin güvenliğini sağlayacaktır.

– Yerli ve milli siber güvenlik çözümlerinin teşvik edilmesine ilişkin düzenleme yapılmıştır.

– Siber Güvenlik Başkanlığı’nın finansmanı; genel bütçeden tahsis edilen ödenekler, faaliyetlerinden elde edilen gelirler ve idari para cezalarından sağlanacak fonlardan oluşacak olup Başkanlık ayrıca, bazı fonlardan yüzde 10’a kadar pay alabilecektir.

– Siber güvenlik ürün ve hizmetlerinin yurt dışına satışı Başkanlık iznine tabi olacaktır. Ayrıca, siber güvenlik şirketlerinin birleşme, devralma ve pay devirlerinin Başkanlık denetimine girmesi hüküm  altına alınmıştır.

– Siber Güvenlik Kurulu, kamu ve özel sektörde siber güvenliği sağlamaya yönelik strateji ve politikaları belirleyecektir.

– Kamu kurumları, özel şirketler ve bireyler için de çeşitli yükümlülükler getirilmiş olup kritik altyapıların korunması, siber tehdit istihbaratının toplanması ve saldırılara karşı hızlı müdahale edilmesi öncelikli hedefler arasında yer almaktadır.

  • 21/3/2025 tarihli ve KVK-68 / 2025-1 / Yatırım İndirimi – 54 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Sirkülerinde; 2025 yılı birinci geçici vergi döneminde uygulanacak yeniden değerleme  oranı % 3,30 (yüzde üç virgül otuz) olarak tespit edilmiştir.

EMSAL YARGI KARARLARI

  • Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2024/9537 Esas, 2024/14568 Karar, 06.11.2024 tarihli kararı; “Okuma yazma bilmeyen işçiden alınan istifa dilekçesine itibar edilemez”.

“İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi hâlinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi hâlinde kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir.

İstifa belgesindeki ifadenin genel bir içerik taşıması durumunda, işçinin dava dilekçesinde somut sebepleri belirtmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu hâlde de istifanın ardındaki gerçek durum araştırılmalıdır. İş sözleşmesinin istifa ile sona ermesi hâlinde işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanması mümkün olmadığı gibi, ihbar ve kıdem tazminatlarına da hak kazanılamaz. Bundan başka işçinin işverene ihbar tazminatı ödemesi yükümü ortaya çıkabileceğinden istifa türündeki belgelerin titizlikle ele alınması gerekir.

Somut uyuşmazlıkta davacı; çalışma ortamında uygulanan baskı ile çalışma şartlarını taşımadığından bahisle iş sözleşmesini sona erdirmesinin ve istifa etmesinin talep edildiğini, sağlık sorunları sebebiyle zor durumda bırakılarak keyfî şekilde iş sözleşmesinin sona erdirildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı talebinde bulunmuştur. Dosyada yer alan işe giriş bildirgelerinde davacının okuma yazma bilmediği hususu yer almaktadır. İstifa dilekçesindeki yazı şekli, ifade tarzı, kelime hataları, davacıya ihbar öneli verilmesi, davacıya ait sağlık kurulu raporu ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında istifa dilekçesine itibar edilemeyeceği açıktır. Hâl böyle olunca davacının iş sözleşmesi işverence feshedildiğinden kıdem ve ihbar tazminatının hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz olmuştur.”

  • Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2007/1467 Esas, 2007/3978 Karar, 06.03.2007 tarihli kararı; “Şirket yetkilisi müşterek imza yetkisine sahipse, tek imza ile keşide edilen kıymetli evrak nedeniyle şirket sorumlu tutulamaz.”

 “İcra takibi, dayanak bonoların lehtarı tarafından keşideci limited şirket hakkında yapılmaktadır. Borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda, şirketin temsil ve ilzamının çift imza ile olup tek imza ile borç altına sokulmayacaklarını ileri sürerek takibe itiraz etmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, takip dayanağı bonoların düzenlendiği tarih itibariyle keşideci şirketin temsil ve ilzamı, müşterek imzası ile mümkündür. Takip dayanağı bonolar ise şirket adına tek imzası ile keşide edildiğinden şirket, anılan bonolar nedeniyle sorumlu tutulamaz.”

BİLGİ NOTLARI

  • SGK’ya Bildirilen Çıkış Kodu, Feshin Hangi Nedenle Yapıldığının İspatı İçin Yeterli Midir?

                İşverence iş sözleşmesinin feshinde, işten ayrılma bildirgelerinde işten ayrılma gerekçesini gösteren çıkış kodu ile bildirim yapılmaktadır. Çıkış kodları hem işveren hem de işçi için önemli sonuçları olan bir işlemdir. İşçinin kıdeme bağlı hakları, fesih sonrası takip edeceği yol ve işsizlik ödeneği alıp alamayacağı gibi hususlar doğrudan çıkış koduyla ilgilidir.

              Yargıtay’a göre, “Dosyada davacının 29.07.2012-13.08.2012 tarihleri arasında izin kullanmak istediğine dair imzalı talep dilekçesi ve 14-15 ve 16 Ağustos 2012 tarihleri arasında izinsiz ve mazeretsiz olarak devamsızlık yaptığına dair dört işçi tarafından imzalanmış olan devamsızlık tutanakları bulunmaktadır. Davacının çıkışı 17.08.2012 tarihinde “03-istifa” kodu ile Kuruma bildirilmiştir. Tutanak mümzileri tanık olarak dinlenmişler ve davacının izin dönüşü işe gelmediğini beyan ederek tutanak içeriklerini doğrulamışlardır. Davacı tanıklarının fesih konusundaki beyanları çelişkili olup, biri davacının işveren tarafından hakarete uğradığı için diğeri ise çalışma saatleri çok uzun olduğu için işten ayrıldığını beyan etmiştir. Dava dilekçesinde iş sözleşmesinin işverence feshedildiği belirtilmiş olup, mahkemece fesih gerekçesinin değiştirilmesi ve iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı sebeple feshedildiğinin kabulü isabetli olmamıştır. 4857 sayılı Kanun’un 25/2. bendi gereğince yapılan haklı fesihte yazılı fesih bildiriminde bulunulmasına ve işçinin savunmasının alınmasına da gerek yoktur. Davacı tarafça devamsızlıktan önce başka bir sebeple iş sözleşmesinin işverence feshedildiği iddia ve ispat edilmediğine göre; davacının iş sözleşmesinin 14-15 ve 16 Ağustos 2012 tarihlerindeki devamsızlığı sebebi ile haklı olarak feshedildiğinin kabulü dosya içeriğine ve delillere daha uygun düşecektir. Çıkışının istifa koduyla bildirilmesinin de bir önemi yoktur. Belirtilen sebeplerle, davacının kıdem tazminatı talebinin de reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir

             Yargıtay’ın başka bir kararında ise, “Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen işten ayrılma bildirgelerindeki “işten ayrılma gerekçesini gösteren kod numaralarının” uygulamada her zaman gerçek fesih sebebini göstermediğini ve sadece bu belgeye dayalı olarak uyuşmazlığın çözümlenmesinin isabetsiz olacağını” ifade etmiştir.

             Yargıtay verdiği bu kararlarda, fesih sebebinin ispatında salt çıkış kodunun belirleyici olmadığını kabul etmiştir. Dolaysıyla, işveren tarafından SGK’ya bildirilen çıkış kodu, feshin kim tarafından ve hangi nedenle yapıldığının ispatı için yalnız başına yeterli değildir, yan delillerle desteklenmesi gerekir.

              Sonuç olarak, fesih, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İş sözleşmesinin fesih nedeninin belirlenmesinde fesih iradesine bakılması gerekir. Bu konuda işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilen çıkış kodu her zaman belirleyici olamaz. Çünkü, Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen işten ayrılma bildirgelerindeki “işten ayrılma gerekçesini gösteren kod numaraları” uygulamada her zaman gerçek fesih sebebini göstermeyebilir. Dolaysıyla, işveren tarafından SGK’ya bildirilen çıkış kodu, feshin kim tarafından ve hangi nedenle yapıldığının ispatı için yalnız başına yeterli değildir. Mutlaka bu durumun yan delillerle desteklenmesi gerekir.

  • Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Nedir?

                Taşınır rehni, bir alacağı güvence altına almak için taşınır eşya, hayvan, hak ve alacaklar üzerinde kurulan ve borcun yerine getirilmemesi durumunda, alacaklıya güvence konusu şeyi paraya çevirterek alacağını öncelikle elde etme yetkisi veren ayni haktır.

                Bir alacağın taşınır rehni ile güvence altına alınmış olması borçlunun kişisel sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Rehinli alacaklı, rehnin satış bedelinden alacağını tam olarak karşılayamadığı takdirde, tahsil edilemeyen alacak kısmı için borçlunun diğer mal varlığı değerlerine başvurabilir.

              6750 Sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu; teslimsiz olarak taşınır rehni kurulmasının yaygınlaştırılmasına, rehne konu olabilecek taşınır varlıkların kapsamının genişletilmesine, rehinli taşınır varlıkların alenileştirilmesine ve sorgulanabilmesine, borçlunun temerrüdü halinde rehinli taşınır varlığın mülkiyetinin devralınması gibi alternatif imkânlarla rehinli alacaklıların alacaklarına alternatif yollarla ulaşmasına imkân sağlayarak finansmana erişimi kolaylaştırmayı amaçlamaktadır.  6750 sayılı Kanun, tarafların borç ikrarını içerse dahi rehin sözleşmesinin düzenlenmesinden, TARES’e tescil edilmesinden ve TARES’te tesis edilen işlemlerden herhangi bir vergi, resim, harç ve değerli kâğıt bedeli tahsil edilmemesi öngörerek maliyetlerde azaltma yoluna gitmiştir.     

                  Bir rehnin kurulabilmesi için öncelikle rehinle güvence altına alınabilecek mevcut veya müstakbel bir borcun varlığı gerekmektedir. Taraf iradeleri, mevcut veya müstakbel bir borcun ödenmesini veya ifa edilmesini güvence altına almak amacıyla taşınır varlık üzerinde teslime gerek olmaksızın sınırlı ayni hak tesis etme yönünde oluşmalıdır. Rehin sözleşmesi, yazılı olarak veya TARES Portalı (tares.org.tr) üzerinden elektronik ortamda düzenlenebilir. Hazırlanan rehin sözleşmesi, noter huzurunda veya güvenli elektronik imza ile imzalanarak Taşınır Rehin Siciline (TARES) tescil edilmekle Kanun çerçevesinde geçerli bir rehin hakkı kurulmuş olur.

                 TARES Portalı üzerinden hazırlanan rehin sözleşmesi, güvenli elektronik imza ile imzalanarak tarafların belirleyeceği noterliğe elektronik ortamda gönderilebilir. Sözleşmenin elektronik ortamda imzalanabilmesi için tarafların her birinin güvenli elektronik imza sahibi olması gerekir. Noter tarafından yapılan inceleme sonrası yapılacak tescil ile rehin hakkı kurulmaktadır. Tarafların güvenli elektronik imza sahibi olmaması halinde TARES üzerinden hazırlanan rehin sözleşmesi, tarafların belirleyeceği noter huzurunda imzalanmak üzere elektronik ortamda gönderilebilir. Bu halde noter huzurunda taraf imzaları sonrası yapılacak tescil ile rehin hakkı kurulmaktadır.   6750 sayılı Kanuna göre teslimsiz taşınır rehni kurulabilmesi için taraflara ilişkin belli şartlar bulunmaktadır. Nitekim rehin alacaklısı kredi kuruluşu, tacir, esnaf olmak zorundadır. Rehin veren kişiler ise ancak tacir, esnaf, çiftçi, üretici örgütü, serbest meslek erbabı olabilir. Ayrıca tarafların her ikisinin tacir veya esnaf olması halinde de teslimsiz taşınır rehni kurulabilecektir. Belirtilen kişiler dışında, 6750 sayılı Kanuna göre teslimsiz taşınır rehni kurulamamaktadır.

Araç çubuğuna atla